Відео

Süper bir sayfa❤❤

Bence de zevkli ve heyecan verici bir konu. Değerli bilgiler için teşekkürler.

Matematik üzerinden yanlslama bıktık sizden

Videodaki son soru : doğruluğunu kabullendiğimiz gözlemlerle varacağımız sonuçlar, gözlemlerimizin gerçekliğini hiçe sayabilir mi ? Benim cevabım sayamaz

💯💯💯💯💯💢💥💫

Aynı insanlariz.Herkes birbirine karıştı devamıyiz.Sadece şu olmuş olabilir zeka duzeyi bizim turle baş edemeyince elendiler yok oldular.Çunku yasam alanlari kalmadi ve kisitlandi.

süperpozisyona bir örnek,türkiye hem laik hem şeriatcı...hem ölü hem diri gibi..::))

eşevrelilik sözcüğünü sevdim,sözcükleri ve kavramları türkçeleştirmek ne güzel.. avrupada eşevreli olarak faşist kişiler iktidar oluyor,toplumlarda da eşevrelilik var galiba. not :spekülasondur..

Üstad :) müthiş konu başlıklarına devam ediyorsun. Fizik ve Matematiğin en derin meselelerine değiniyorsun. Bu kanal saygıyı fazlasıyla hakediyor. Konumuza gelirsek : İki önceki içeriğindede paylaştığım cümleyi tekrarlamak istiyorum. "Spekülatif teorilere sadece matematiksel şaheserliğinden dolayı duyulan inanç, duygusal olarak Tanrı'ya olan inanca benzer" Sheldon Glashow (1978 Nobel Fizik Ödülü sahibi. Cümleyi 1986 yılında Sicim Teorisini kritik ettiği bir yazısında kullanmış) Açıkçası bencede öyle! Matematik denkleminde olan şeyler gerçekliği açıklamaya tek başına yetmez. Gözlem gerekir, deney yapmak gerekir. Fizik biliminin gerçeğe dokunuşu böyledir. Fizik denklemi böyle şekillenir. Ha evet haklısın teknolojik yetersizlik gerekli gözlemi ve deneyi yapmamıza engel olabilir. Ama deneysel fizikte böyle birşeydir. O zaman gelinceye kadar konular spekülatiftir, hipotetiktir. Max Tegmark'ın Matematik Evreni'de bu kapsama giriyor. Benzer şekilde Stephan Wolfram'ın Grafik Evreni var. O da matematik temelli enteresan bir evren modeli aklıma geldi bir an :) Bu arada bu tip tezlere, hipotezlere eleştirel bakanların ille deneysel fizikçiler olmasıda gerekmiyor. Şu an yaşayan bence en üst düzey "matematiksel fizikçi" olan Roger Penrose'da konulara böyle yaklaşıyor. Sicim Teorisi'nin fizik olmadığını, gerçek olduğunu düşünmediğini yıllardır söylüyor!

Matematik bizleri gerçeğin denizinde düşünce gezintisine çıkartan iskeleti mantıkla tasarlanmış çok şık bir saldır. Gerçeğin dalgaları bu güzel salı titretir ve matematiğimiz sallanır ama asla devrilmez. Bu sal acaba bizleri nereye kadar götürebilir sorusunu düşünmek yerine, eğlencenin tadını çıkartın ve etrafınıza bakın. Hayallerinizi matematik salıyla taşırken, bunu yapmak size keyif veriyorsa, salt gerçek olması ya da olmaması önemli mi ?. Önemli olan keyif vermesi değil mi ?. Mükemmel bir filmin gerçek olmadığını bilmek ve yine de izleyip keyif almak gibidir matematik. Bu şeyden keyif alanlar onun gerçek olup olmadığı ile ilgilenmez, ama bu şeyi zoraki öğrenip onu iş gibi görenler sadece bir icad olduğunu sanır. Matematik bir dildir diyenler bir şeyi es geçerler. Evet dildir ama çok özel bir dildir, konuşmadan anlatmaktır matematik. Hayallerinizle sohbet etmektir, onlarla tartışmaktır matematik. Bu, o kadar keyifli ve o kadar bağımlılık yaratan bir şeydir ki bir kere ağına düştüğünüzde artık kurtulmanız da zordur. Hayallerinizle konuşabilmek ve o hayallerle matematik salına bilip gerçeğin denizinde gezintiye çıkmak, o kadar eğlencelidir ki gerçek olup olmaması umrunuzda bile olmaz.

👏🇹🇷🇹🇷🇹🇷👏😡👏🎈🎈

Dostum o kadar karışık ve karmaşık anlatıyorsun ki bu konuları bilen bir adam olduğum halde fena sıkılıyorum,sen tüm videolarında bunu yapıyorsun işi olbildiğince karmaşıklaştırıp ortaya hiç birşey koymuyorsun ,bundan vazgeç

abi ne zamandan beri Lev Landaunun hayatını araşdırıyordumve sonunda kaliteli bir video buldum.iyiki bu videoya denk gelmişim.teşekkur ederim❤❤❤

Boş konuşma millet anlamıyor sende salliyorsun

Neyse benim beynim farklı çalışıyor sanırım

Matematik tanrının en büyük icadı.

Uzaylılar bile diyemiyorum sizler onlardan üstün değilsiniz naza çizgileri kullanıyorlar resmediyorlar Örtülü bilim yapmıyorlar

Her şeyin teorisi, bu bizim anladığımız anlamda değil. Teori, pratik ve bunların dışında kalan doğal gerçeklik. Bunların mantıkları ve dolayısıyla teorileri farklı. Bunların her biri aynı gerçeği açıklasa da bir arada çalışamayacakları için aynı teoride buluşamazlar. Matematik Zihnimizde var olan bir hayal. Evrenin bir parçası olan zihnimizdeki bu hayal gerçek dünyada doğrulanıyor. İnsanlar bilimin kendisini yanlışlayarak ilerlediğini zannetse de aslında doğrulanan hayallerle ilerliyor. Bu arada Sosyal ve kültürel olaylarında bir matematiği olduğunu söyleyebilirim. Bu sayıların yerini sembollerin aldığı sözel ve sembolik mantık. Paralel evrenleri her biri ayrı ayrı birer evrenmiş gibi değil de tek bir evrenin tüm paralel evren sonuçlarını birlikte sağladığını düşünüyorum. Sonsuz olasılık var ve her defasında bunlardan biri seçiliyor. Eğer aynı anda birden fazla ihtimal gerçekleşseydi evrendeki düzenli akış bozulurdu. Ama görünüşe göre olasılıkların gerçekleşmesi için kesin bir kural yok. Bu söyleyeceğim saçma gelebilir ama evrenle ilgili bilgimiz ve algımız bizim zihnimizle sınırlıdır. Bilinç seviyemiz yükseldikçe en kesin fizik kuralları bile değişebilir.

Kainatın matematigini matamatikle snlatmsk abesle istikal çünkü hiç kimse anlamıyor

Matematik mantığın insanlar tarafından hesap ve çıkarım yapabilmeleri için sembolleştirilmiş halidir. Oluşabilecek bütün fiziklerde mantık yasalarına biat etmek zorundadır (gibime geliyo). O yüzdende fiziği çözmek için matematikten yardım alıyoruz.

Zaman mevcut değil olduğuna göre , oluşmuşların hayalini yaşıyoruz 😮

Güneş doğa yasalarını koyan sayesinde oluştu.

şahane bir program olmuş ama bazen cevapları bulmak imkansıza talip olmak demektir.

Evrene zeki bir canlı olsaydı bu canlı kesinlikle matematik ile konuşur olurdu

Gördüğünüz bilimsel gercekleri fotaraf gibi anlatabiliyorsunuz resmini yapabilirsiniz Msyematikle hic kimse snlamiyor bunu anlamanız biraz zor

Çift yarık deneyinin en iyi anlatımı. Bazılarında parçacıkların durumunu sensör veya düzeneklerle ölçümlemeyi "gözlemci" olarak anlatıyorlar ve bir göz animasyonu koyuyorlar, insanlar da doğal olarak "gözlemci" dendiğinde insan doğrudan bakarken veya bakmazken sonucun değiştiğini sanıyorlar.

Önemli olan o matematiği görebilmek Müthiş insanlar var herşey hayalle başlar

En basitinden kütle çekim etkisi ve diğer çoğu kuvvet 1/r^2 ile doğru orantılı olması, enerji ile alakalı çoğu bağıntının 1/r ile alakalı olması gibi şeyler beni matematiğin evrenin içinde gömülü bir yazılım gibi bir şey olduğuna kanaat getirtiyor. Vektörler Alanlar ve dahası

Çalışmalarını takdir ediyorum 👍

matematik bir ölçüm aleti yada çeşitli ölçüm aletlerinin olduğu bir ölçüm çantası bu ölçü aletlerini de zihnimiz oluşturuyor , peki neden oluşturan ölçü aletine uygun bir ölçüm çok sonrada olsa fiziksel dünyada bulunabiliyor çünkü matematiğin temeli bu ölçüm aletlerinin temeli gerçek dünyaya sayılara ve gerçek dünyadan kavramlara ve varlıklara dayanıyor (ağırlık,kuvvet,hız, kütle ,ivme,atom,molekül....) arada gerçek dünya ile hiç alakası olmayan tamamen uydurma yada yanlış bilgiye dayanan teoriler kavramlar oluşturulmuyor mu bir sürü ama bunlardan haberimiz bile olmayıp sadece tutarlı olanlar çok sonra da olsa gerçek dünyada karşılık bulabilenler bilinip konuşulduğu için hepsi aynı yani zihinde oluşturulan matematiksel kavramların hepsinin bir fiziksel gerçekliği olduğu yanılgısına düşülüyor. Sonuç matematiksel varoluş fiziksel varoluşa eşit değildir ,matematiksel varoluş fiziksel varoluşun (evrenin) insanın kendi oluşturduğu zihinsel ölçümlerle ölçümlenmiş küçük bir kısmıdır.

He Şıllo he. Tüm evren şaşmaz çarpım tablosu biliyor.

😶‍🌫

soğulcan delikleri ile kuantum dolanıklığı arasında bağ nedir,,bilgi var mı..

dakka 4i54' söylediğin kare örneği yanlış,,aslında mükemmel ve irrasyonel olan dairedir.. dairenin tam alanını ölçemezsin,yaklaşık alanı ölçersin..

matematik fiziğin dilidir,fizik ise evrenin kendisidir,,yani bilimin tanrısı..

aynştay'nın odasında sadece maxvelin fotoğrafı varmış,,neden..

dakka 1,16'da göstediğin görüntü,nedir,,,,,,,ışık iki boyutlu mu yani.. kırmızı neyi mavi neyi ifade ediyor.. herkeze açık yayın yaparsan ilkokul çocuğu sorusuna katlanacaksın..

- Evrim teorisini 2 kısma ayıralım. 1. Kısma: adaptasyon (çok normal ), doğal seleksiyon (her zaman geçerli bile değil bazı şartlarda ancak geçerli ) vs ve herkes kabul eder. Adaptasyon ispatı da var. 2. Kısım: bir canlıdan başka bir canlıya değişme (evrimleşme maymundan insan vs ) gerçek olması bilimsel olarak %1 bile yoktur. 1. Kısım ile 2. Kısmı bir göstererek 2. Kısmı varmış gibi gösteriyorlar.(adaptasyon varsa Türlerin evrimi de vardır diyorlar ) 1. Kısım evrimleşme değildir. 1. Kısmı çıkarırsan geriye sadece teori kalır. ne yazık ki adaptasyon ve doğal seçilimden evrimleşmeyi çıkarım yapıyorlar.( Bize yedirmeye çalıştıkları 1. Kısım doğru o zaman 2. Kısımda doğru. Birbirleriyle ilişkilisi olmayan bir şeyi varmış gibi gösteriyorlar. ). Bir iddiam var. Zaten Darwin günümüzde yaşasaydı insan maymundan geliyor demezdi başka bir canlı diyebilirdi. Çünkü o zaman sadece dış görünüşü ile kıyaslama yapmıştı. Bilim ilerledi ama hala sadece dış görünüşü ile evrimi ispat etmeye çalışıyorlar ve sadece onda bile ispat edemediler. Günümüzde yaşasa İnsan yapısı, genetik, DNA 🧬 , rna, enzimler vs vs 100 farklı katagoride büyük ihtimalle maymun demezdi. Belki en son sıraya maymunu (maymun denmediğini biliyorum ) koyardı. Keşke bir de yaratıcı gözüyle bakabilseydi eskiden din adamlarının yaptıklarından dolayı o taraftan bakamadı.yaradılış gerçeği. Ayrıca evrim tanımını o kadar geniş alıyorlar ki 2+2:4 evrim, arabaların gelişimi anlatıyor evrim AI anlatıyor evrim, yeryüzünün oluşumu anlatıyor evrim. Zerre alakası olmayan şeylere evrim diyorlar kimse itiraz etmesin diye. Bir de bilimin tanımını o kadar kısıtlıyor ki sadece deneyle ispat edilirse bilim olurmuş, matematik bilim değil, felsefe psikoloji hiçbiri bilim değil. Bazı örnekler türler arası evrim olmadığına: fosil kanıtları türlerin yavaş ve kademeli değil anı ve hızlı bir şekilde geliştiğini gösteriyor. Kamriyan dönemine ait (500 milyon yıl önce) tür patlamaları, fotosentez …. İnsan ve maymun aynı atadan geldi söylemi medyanın zorlaması. İnsan ırkının bir önceki türden insana dönüşmesi için 250 milyon yıl gerekir ama insan ile maymun, şempanze arasında 6 milyon yıl var. Evrimcileri göre Denizanası 🪼 gibi canlılardan trilobitlerin ortaya çıkışına kadar geçen süre sadece 30 milyon yıl geçmiştir ama bu evrimleşme için çok kısa bir süredir. Bir de soru ekleyeyim buraya: insanoğlu tamamen dünyadan silince şimdi ve aradan 100000 yıl geçmiş olsun. Ve bu süreçte yapay zekalı robotlar kendilerini çok geliştirmiş olsun. Ayrıca insanlar ile ilgili bilgiyi gereksiz vs diye tamamen silseler. O kadar da üzerinden tarih geçmiş insanlıktan hiçbir iz kalmamış. 100000 yıl 200000 yıl sonra robotlar kendi arasında siz nasıl oluştuk diye tartışıyorlar? Bazı robotlar diyor ki kendi kendimize olduk. Bazıları yok biri yarattı. Nasıl olurdu acaba ????

- Evrim teorisini 2 kısma ayıralım. 1. Kısma: adaptasyon (çok normal ), doğal seleksiyon (her zaman geçerli bile değil bazı şartlarda ancak geçerli ) mutasyon vs ve herkes kabul eder. Adaptasyon ispatı da var. 2. Kısım: bir canlıdan başka bir canlıya değişme (evrimleşme maymundan insan vs ) gerçek olması bilimsel olarak %1 bile yoktur. 1. Kısım ile 2. Kısmı bir göstererek 2. Kısmı varmış gibi gösteriyorlar.(adaptasyon varsa Türlerin evrimi de vardır diyorlar ) 1. Kısım evrimleşme değildir. 1. Kısmı çıkarırsan geriye sadece teori kalır. ne yazık ki adaptasyon ve doğal seçilimden evrimleşmeyi çıkarım yapıyorlar.( Bize yedirmeye çalıştıkları 1. Kısım doğru o zaman 2. Kısımda doğru. Birbirleriyle ilişkilisi olmayan bir şeyi varmış gibi gösteriyorlar. ). Bir iddiam var. Zaten Darwin günümüzde yaşasaydı insan maymundan geliyor demezdi başka bir canlı diyebilirdi. Çünkü o zaman sadece dış görünüşü ile kıyaslama yapmıştı. Bilim ilerledi ama hala sadece dış görünüşü ile evrimi ispat etmeye çalışıyorlar ve sadece onda bile ispat edemediler. Günümüzde yaşasa İnsan yapısı, genetik, DNA 🧬 , rna, enzimler vs vs 100 farklı katagoride büyük ihtimalle maymun demezdi. Belki en son sıraya maymunu (maymun denmediğini biliyorum ) koyardı. Keşke bir de yaratıcı gözüyle bakabilseydi eskiden din adamlarının yaptıklarından dolayı o taraftan bakamadı.yaradılış gerçeği. Ayrıca evrim tanımını o kadar geniş alıyorlar ki 2+2:4 evrim, arabaların gelişimi anlatıyor evrim AI anlatıyor evrim, yeryüzünün oluşumu anlatıyor evrim. Zerre alakası olmayan şeylere evrim diyorlar kimse itiraz etmesin diye. Bir de bilimin tanımını o kadar kısıtlıyor ki sadece deneyle ispat edilirse bilim olurmuş, matematik bilim değil, felsefe psikoloji hiçbiri bilim değil. Bazı örnekler türler arası evrim olmadığına: fosil kanıtları türlerin yavaş ve kademeli değil anı ve hızlı bir şekilde geliştiğini gösteriyor. Kamriyan dönemine ait (500 milyon yıl önce) tür patlamaları, fotosentez …. İnsan ve maymun aynı atadan geldi söylemi medyanın zorlaması. İnsan ırkının bir önceki türden insana dönüşmesi için 250 milyon yıl gerekir ama insan ile maymun, şempanze arasında 6 milyon yıl var. Evrimcileri göre Denizanası 🪼 gibi canlılardan trilobitlerin ortaya çıkışına kadar geçen süre sadece 30 milyon yıl geçmiştir ama bu evrimleşme için çok kısa bir süredir. Bir de soru ekleyeyim buraya: insanoğlu tamamen dünyadan silince şimdi ve aradan 100000 yıl geçmiş olsun. Ve bu süreçte yapay zekalı robotlar kendilerini çok geliştirmiş olsun. Ayrıca insanlar ile ilgili bilgiyi gereksiz vs diye tamamen silseler. O kadar da üzerinden tarih geçmiş insanlıktan hiçbir iz kalmamış. 100000 yıl 200000 yıl sonra robotlar kendi arasında siz nasıl oluştuk diye tartışıyorlar? Bazı robotlar diyor ki kendi kendimize olduk. Bazıları yok biri yarattı. Nasıl olurdu acaba ????

Mümkün.

Çalışmalarınla emeğinle alakalı tebrik edilmeyi hakediyorsun gerçekten.

8:00 Bencede bu kelime ve imge bagajı bence bizi sınırlandırıyor, mesela elektrona eksi dememiz protona artı dememiz , belki temel parçacıkların anlaşılmasını doğasını anlamamızı sınırlandırıyor olabilir. Bu sorunu kuarkları bilim insanlarının adlandırmasında farkına vardım, yani kafalarına göre alt üst kuark demişler ve anlaşılmaları zor oluyor hatta isimlendirmesi bile zor çünkü günlük deneyimlerimizde bir karşılıkları yok.

Bir çoğumuz eğitim kısmında bölünüyoruz ve sayısal ve sözel gruplandırmasında ayrıştırılıyoruz. Matematik insanla ilgili midir sorusunu bir de sözel kısmından incelemek gerekirse, her kurulan cümle algolitmik kelime gruplandırmasından en uygun öbeğin birbirleri arkasına eklenmesi ile ilişkilidir. İnsan beyni tamamen fizik yasalarından alakasız olarak duygulara sahip olsa da bu duyguları belirli tonlama ve kelime öbeklerinin rasyonel kullanımı ile bir cümleye dönüştürmek ve bunun hesaplamasını en ince ayrıntısına kadar yapan beyinlerin ise başarılı insan olarak adlandırılmasına sebep olacak kadar matematikseldir. Matematik bir din değildir fakat kadiri mutlak bir yaratıcı varsa onun ilk önce fizik yasalarını sabitlerle yazdığı sistemi bize gösteren en yegane alfabedir, tanrısal bir dokunuştur. Herşey matematikle var olmamış olsa bile herşey matematik ile anlaşılıyor ise sistemden matematiği çıkarmak sadece her anlamda yozlaşma getirir pozitif bir etki görülmesi mümkün değildir.

çok saol

👏🏻🏆👏🏻

👏🏻🥇👏🏻

👏🏻💙👏🏻

👏🏻❤️👏🏻

Paylaştığınız konuyla alakasız ama bugün okumaya başladığım kitabı almanızı önereceğim. Kitaptan yararlanarak hazırlayacağınız videolar benim gibi fizik cahillerine ilaç gibi gelecektir. Kitaptan bir alıntı ekliyorum: “JİM AL-KHALİLİ - FİZİĞİN GÖZÜNDEN DÜNYA” adlı kitaptan alıntıdır.(Burada aslında bir çizim var ama çizimin görüntüsünü ekletmiyor youtube.) “Entropinin artması. Bir kutu içinde denge durumunda olmayan (düşük entropi) parçacıklar termal denge durumuna gelmek için dağılımlarını tekrar düzenleyerek ya da kütleçekimi altında bir araya gelerek entropilerini artırabilirler. Her iki yolla da entropileri artar ve termodinamiğin ikinci yasasına uyarlar.”

Konu harika :)